GENÇ FENERBAHÇELİLER GENÇ FENERBAHÇELİLER |
|
| REFİK HALİT KARAY | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
epru Üyemiz
Mesaj Sayısı : 179 Yaş : 38 Yaşadığınız Şehir : istanbul Kayıt tarihi : 17/12/07
| Konu: REFİK HALİT KARAY Ptsi Ara. 17, 2007 4:57 pm | |
| 15 Mart 1888’de İstanbul’da doğdu. 18 Temmuz 1965’te İstanbul’da yaşamını yitirdi. Romancı, öykü yazarı ve gazeteci. Anadolu yaşamını anlatan öyküleri ve Kurtuluş Savaşı'na karşı tutumuyla tanınır. Vezneciler’de Şemsü’l-Maarif ve Göztepe’de Taş Mektep’te öğrenim gördü. Özel ders aldı. Mekteb-i Sultani'yi (Galatasaray Lisesi) bitirdi. 1907'de Hukuk Mektebi’ne başladı. Maliye Nezareti'nde Devair-i Merkez Kalemi’ne katip olarak girdi. 2'nci Meşrutiyet'in ilanından sonra memurluğu bırakarak 1908’de Servet-i Fünun’da ve Tercüman-ı Hakikat’te yazmaya başladı. 1909'da Son Havadis adıyla bir gazete kurdu, 15 sayı yayınladı. Fecr-i Ati Topluluğu’na katıldı. "Kalem" ve "Cem" mizah dergilerinde "Kirpi" takma ismiyle siyasi mizah yazıları yazdı. 1912'de İttihat ve Terakki'nin istenmeyenler listesine girdi, Sinop'a sürgüne gönderildi. 1918'de Ziya Gökalp'in çabalarıyla İstanbul'a döndü. Robert Kolej’de Türkçe öğretmenliği yaptı. Vakit, Tasvir-i Efkar ve Zaman gazetelerinde makaleleri yayınlandı. Damat Ferit Paşa’nın dostluğu sayesinde, mütarekeden hemen sonra Hürriyet ve İtilaf Fırkası’na katıldı. 1919'da Posta ve Telgraf Umum Müdürü oldu. İzmir’in işgalinden sonra Anadolu Hareketiyle İstanbul Hükumeti arasında yaşanan telgraf krizinde İstanbul Hükumeti'nin tarafını tuttu. 1922'de Aydede mizah gazetesini çıkardı. İstanbul’un düşman işgalinden kurtarılışının ardından 1922’de Beyrut’a kaçtı.
15 yıllık kaçak hayatından sonra 1938’de af çıkarılmasıyla yurda dönebildi. Yeniden gazeteciliğe başladı. Gazetelerde yazılar yazdı, Aydede dergisini tekrar çıkardı. Yazarlığa mizah öyküleriyle başladı. 1919'dan başlayarak Türk öykücülüğüne yeni bir sayfa açtı. Sürgün olarak gittiği Anadolu'dan çeşitli kesimlerden insanları canlandırdığı "Memleket Hikayeleri" 1919'da yayınlandı. Bu kitapla, o güne kadar konuları İstanbul'la sınırlı olan öykücülüğü Anadolu'ya taşıdı. Bu yönüyle sonradan serpilip gelişen "köy edebiyatı"nın öncüleri arasına girdi. 1920'lerden sonra daha arı ve anlaşılır bir dil kullandı. Romancılığında iki ayrı çizgi etkindir. Yurtdışına kaçmadan önce yazdığı "İstanbul'un İç Yüzü" en yetkin romanı sayılır. 1920'de yayınlanan bu romanda, roman tekniğinin dışında birbirinden kopuk parçaları mozaikler halinde birleştirerek İttihat ve Terakki'nin işbaşına gelişinden 1'nci Dünya Savaşı günlerine kadar olan İstanbul'u bütün renk ve çizgileriyle yansıttı. Türkiye'ye dönüşünden sonra yazdığı romanlarda, daha çok kişiye seslenme daha fazla satma ve okunma kaygısıyla sanatı bir kenara bırakıp ticari eserlere yöneldi. Bu romanlarda yurt gerçeklerinin yerini, Avrupa dışı ülkelerde geçen olaylar aldı. ESERLERİ
ROMAN:
İstanbul’un İçyüzü (1920) Yezidin Kızı (1939) Çete (1939) Sürgün (1941) Anahtar (1947) Bu Bizim Hayatımız (1950) Nilgün (3 cilt, 1950-1952) Yeraltında Dünya Var (1953) Dişi Örümcek (1953) Bugünün Saraylısı (1954) 2000 Yılının Sevgilisi (1954) İki Cisimli kadın (1955) Kadınlar Tekkesi (1956) Karlı Dağdaki Ateş (1956) Dört Yapraklı Yonca (1957) Sonuncu Kadeh (1965) Yerini Seven Fidan (1977) Ekmek Elden Su Gölden (1980) Ayın On Dördü (1980) Yüzen Bahçe (1981)
ÖYKÜ: Memleket Hikayeleri (1919) Gurbet Hikayeleri (1940)
MİZAH: Sakın Aldanma İnanma Kanma (1915) Kirpinin Dedikleri (1918) Agop Paşa’nın Hatıraları (1918) Ay Peşinde (1922) Tanıdıklarım (1922) Guguklu Saat (1925)
GÜNCE:
Bir İçim Su (1931) Bir Avuç Saçma (1939) İlk Adım (1941) Üç Nesil Üç Hayat (1943) Makyajlı Kadın (1943) Tanrıya Şikayet (1944)
ANI: Minelbab İlelmihrab ((1946) Bir Ömür Boyunca (1980) | |
| | | epru Üyemiz
Mesaj Sayısı : 179 Yaş : 38 Yaşadığınız Şehir : istanbul Kayıt tarihi : 17/12/07
| Konu: Geri: REFİK HALİT KARAY Ptsi Ara. 17, 2007 4:57 pm | |
| MEMLEKET HİKAYELERİ
KİTABIN YAZARI:REFİK HALİD KARAY
YAYIN EVİ:İNKILAP YAYINEVİ
BASIM YILI:1990
1.KİTABIN KONUSU: İnsanların Anadoludaki yaşamları dile getirilmiştir.Anadolu’nun nasıl değiştiği,çağın manzarası,psikolojisi,mantığı,iç ve dış varlığı aktarılmıştır.(Kitap 18 hikayeden oluşmaktadır ve her hikaye birbirinden bağımsız olduğundan dolayı ben bunlardan bir tanesini sunacağım.)
2.KİTABIN ÖZETİ:
Yatık Emine adında bir kadın vardır,bu kadın Ankara’da fahişelik yaparak hayatını kazanmaktadır. İl merkezinde ard ard arda olaylar çıkmasına sebep olduğundan dolayı ilçede oturtulmak ve başka bir yere gitmesine engel olmak için Kaymakam, jandarma bölük komutanına emir gönderir,ayrıca kasabanın genel ahlakının bozulmaması için gerekli önlemler alınmasını da istemiştir.Jandarma bölük komutanın ismi Sabridir.Sabri ilk olarak Yatık Emine’yi yanına çağırttırır ve olayların çıkmaması için kendisini uyarır .Yatık Emine ‘de “ tamam” der uzaklaşır. Yatık Emine’nin ilçede olmasından dolayı halk devamlı tedirginlik içerisindedir ve Yatık Emineyi dışlamaktadır.Yatık Emine’nin yatacak bir yeri olmaması karşısında, ilk olarak hapishanede kadınlar koğuşuna konulur,hapishanedeki kadınların çirkin tavırları ile karşılaşır ve orada dövülür,ardından hapishaneden alınır.
Hastaneye gönderilir ,orada iyi bir yaşam sürmeye başlar .Gürcü Server adında bir genç
delikanlı hastanede görevlidir ve Yatık Emine’ ye yardımcı olmaktadır;fakat hastahaneden çıkartılarak kendisine bir ev tahsis edilmesi kararı Kaymakamlığın emriyle Sabriye ulasır,
Sabri Yatık Emineye kıyıda köşede bulunan, ilçeden uzak bir yerde ev bulur;fakat evin içerisi boştur,hiç bir eşya yoktur .Yatık Emine burada sefil bir şekilde yaşamaktadır.Gürcü Server adındaki kişi Yatık Emine’ye , gizli gizli yardım etmektedir ve ona eşya tahsis etmiştir. Yatık Emine bu olaydan memnun kalmıştır ve bir süre iyi bir yaşam sürmüştür. Bir ara evi terkettiğinde eşyaları, yakındaki halk tarafından fahişenin eşyası mı olur gerekçesiyle alınır ve Yatık Emine gene sefalet içinde yaşamaktadır.Sabri Yatık Emine’ye acımaktadır ve kendi adına Yatık Emine’nin ekmek alması için fırıncı ile konuşur .Fırıncı her gün Yatık Emine ‘ye 1 ekmek vermektedir .Yatık Emine 1 ekmeğin kendisine yetmeyeceğini söyleyerek 3 ekmek alır.Fırıncı Emineyi Sabriye şikayet eder ve artık Emine fırından ekmek alamamaktadır.Günler , Emine için yaşanmaz hale gelir. (açlık,susuzluk ,soğuk)Artık Emineden haber alınamamaktadır.Jandarma bölük komutanı
Sabri bu olay için jandarma er ve çavuşu görevlendirmiştir.Jandarma er ve çavuş Yatık Emine’nin yanına gitmek için yola koyulur ve evine vardıklarında Yatık Emine’nin cesediyle karşılaşırlar.
3.KİTABIN ANA FİKRİ: İnsanlar ne durumda olurlarsa olsun yardım edilmeli ,korunmalıdır
4.KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:
YATIK EMİNE:Ankara’da fahişelik yapmaktadır,hayatını ona göre kazanmaktadır,her söy-
leneni kabullenmektedir.
SABRİ:Rütbesi teğmen olup, işinde acemidir.Merhametli gibi görünmektedir;aslında acı-
masızdır ve Yatık Emine’nin gözlerine tutkundur.
GÜRCÜ SERVER:Hastanede görev yapmaktadır ve Yatık Emine’ye kısa bir süreliğine yardım etmiştir | |
| | | epru Üyemiz
Mesaj Sayısı : 179 Yaş : 38 Yaşadığınız Şehir : istanbul Kayıt tarihi : 17/12/07
| Konu: Geri: REFİK HALİT KARAY Ptsi Ara. 17, 2007 4:57 pm | |
| ANAHTAR
KİTABIN YAZARI REFİK HALİD KARAY
YAYIN EVİ VE ADRESİ İNKîLAP KİTABEVİ
BASIM YIL 1994
1.KİTABIN KONUSU:
Kitapta Kenan adlı kişinin karısının çantasında bir anahtar bulmasıyla başlayan olaylar ve sonunda bütün şüphelerinin boş bir kuruntu olduğu anlatılmaktadır.
2.KİTABIN ÖZETİ:
Kenan bir gün anahtarını kaybeder ve gururlu bir insan olduğundan bunu kimseye söyleyemez. Habersizce karısının çantasından anahtarı alıp aynısını yaptırır. Daha sonra evin kapısında denediğinde kapı açılmaz. Olaylar böyle başlar. Kenan hem karısı Perihan’a sormaya çekinir hem de kendi kendine devamlı şüpheler üreterek olayı git gide büyütür. Kenan’ın içerisinde bulunduğu bu durum bir hastalıktır. Artık çevresindeki bütün erkeklerden şüphelenmekte, belki de bu anahtar onlardan birinin evini açıyor diye kendini yiyip bitirmektedir. Hatta bu durum karısını takip ettirmeye kadar varır. Bir gün karısının sürekli gittiği bir arkadaşının oturduğu apartmana karısının eski kocası Vecdi’nin taşınmış olduğunu öğrenir. Artık aklında tereddüt kalmamıştır. Oraya gidip anahtarı Vecdi’nin evinde deneyecektir.
Apartmana gelir ve merdivenlerden yukarıya doğru çıkmaya başlar. Fakat hastalığın verdiği rahatsızlıkla olduğu yere yığılır. Daha sonra kliniğe kaldırılır ve tedavi görür. Kenan’ın teyze oğlu Rüstem Perihan’a herşeyi anlatır. Perihan kocasının böyle düşünmesine çok üzülür. Bütün olan bitenlere bu yeni hayatlarının neden olduğunun farkındadır. Eski yaşamları daha sade, daha güzeldir. Kenan iyileşince anahtarın nereye ait olduğunu sorar. Perihan onu eskiden yaşadıkları sessiz, sakin bir yer olan Osmonti’deki evlerine götürür. Kenan çok şaşırır. Perihan gittiği her yerden bir hatıra almayı adet haline getirdiği ve bu evi de çok sevdiği için oranın anahtarını gizlice saklamıştır. Kenan bunu öğrenince çok utanır. Daha sonra Perihan ve Kenan bu eve taşınırlar. Perihan ayrıca hamiledir ve ikisi mutlu bir şekilde sosyeteden, kumarlı içkili ev partilerinden uzak hayatlarına devam ederler.
3.KİTABIN ANA FİKRİ:
İnsan sevdiği hele de hayatını bağladığı birinden asla şüphelenmemeli, hatta ona git gide daha da bağlanmalı; onu kaybetmemek için elinden geleni yapmalıdır.
4.KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Kenan gururlu, kişiliğinden taviz vermek istemeyen birisidir. Perihan, Kenan’ın karısı, nazik ve hoşgörülü ayrıca alımlı bir kadındır. Vecdi, Perihan’ın eski kocası, gece hayatını ve kadınları çok seven birisidir.
5.KİTAP HAKKINDA ŞAHSÎ GÖRÜŞLER:
Perihan adlı şahsın eşine göstermiş olduğu hoşgörü, sevgi ve destek gerçekten örnek alınması gereken bir tavırdır. Kenan’ın sergilemiş olduğu davranışlar da aksine kötüdür | |
| | | epru Üyemiz
Mesaj Sayısı : 179 Yaş : 38 Yaşadığınız Şehir : istanbul Kayıt tarihi : 17/12/07
| Konu: Geri: REFİK HALİT KARAY Ptsi Ara. 17, 2007 4:58 pm | |
| BUGÜNÜN SARAYLISI
Kitabın Yazarı : Refik Halit KARAY
Yayın Evi :İnkılap
Basım Yılı :1985
1-)Kitabın Konusu :
Orta gelirli İstanbul’da yasayan bir aileye, sonradan görme zengin bir akrabanın kızı olarak gelen bir kız ve bu ailenin yargı değerlerini nasıl alt üst edişi konu ediliyor.Kızın aileye gelir olarak sağladığı katkılar,kaprisleri ve güzel olmasından dolayı bir çok talip çıkması aile içinde nasıl etkiler yaptı anlatılıyor.
2-)Kitabın Özeti : Postacının bile pek seyrek uğradığı evlerine postacı bir gün bıraktığı mektup evde şaşkınlık uyandırır.Mektupta Ata Efendinin teyze oğlu Yaşar kızını İstanbul’a yollayacağı yazmaktadır.Ayrıca yanında üç yüz lira göndermektedir.Böyle bir şeyi istemeyen Ata Efendi evde oluşabilecek problemlerden kaygılanmaktadır.Ama zengin olan teyze oğlunun göndereceği para hiçte göz ardı edilecek bir miktar değildir.Ayrıca kız güzel ise evde bulunan huzurun kaçabileceğini düşünmektedir.
Ama kız emrivaki bir şekilde gönderilir.Ve evde tahmin edilenden çok farklı bir kız çıkar karsılarına.Oldukça güzel olan kız evdekilerde dahil olmak üzere bir çok kişinin ilgisini kazanır. Eve yeni bir gelir kapısı da açılmış olur. Yaşar’ın İstanbul’daki iş ortaklarından da kızın geçimi için para vermektedirler.Ata Efendi’de kıza tutulur bu arada. Ata Efendi çalıştığı yerde güvenilir birisidir.Bir gün patronun oğlu Ayşen ile tanışır.Bu da iş yerinde Ata Efendi’ye bir karizma kazandırmıştır. Ata Efendi patronu ve Patronun oğlu ile daha sık bir araya gelirler ve patronun oğlu Rüştü kıza taliptir. Rüştü Ata Efendi ile oldukça ahbap olurlar.Ata Efendi terfi eder. Rüştü bir yere görürse Ata Efendi ve ailesini kimseye para ödetmez ve bir zengin gibi yaşamaya başlarlar. Daha sonra elçi Sait Reşit ile ilişkisi olan Ayşen yanlış bir karar verir ve elçi ile evlenerek yurt dışına çıkarlar.
Ayşen bu ilişkiden mutlu olmaz ve Rüştü ile Ata Efendi kız geri döndürmek için uğraşırlar. Ayrıca evde kız gidince eski haline dönmüş parasızlık baş göstermiştir. Kız da geri dönmek istemektedir.Evdekiler kızı özlemişlerdir. Ayşen geri döner. Patronun oğlu Rüştü ile evlenir.Böylece herkesin istediği son ortaya çıkmış olur.
3-)Kitabın Ana Fikri :
Para ve fiziki güzellikler insanların hayatına olumsuzluk ve huzursuzluk getirebilir.Bu gibi güzellikleri olması gerektiği gibi karşılamalı ve ne oldum delisi olmadan bunlardan faydalanılmalıdır. Çıkar her ne olursa olsun ahlaki değerlerden taviz verilmemelidir.
4-)Kitaptaki Olayların ve Şahısların Değerlendirmesi :
Ata Efendi : Evin babası.
Üftade Hanım : Evin annesi.
Feride : Ata Efendi’nin Kızı.
Atıf : Ata Efendi’nin Damadı.
Yaşar : Ata Efendi’nin teyze oğlu.
Ayşen : Yaşar’ın Kızı.
Rüştü : Ata Efendi’nin patronunun oğlu.
İsmail : İşyerinin katiplerinden.
Mesture Hanım : İsmail beyin hanımı.
Berin : Mesture hanımın kardeşi.
Deniz :Berin hanımın kızı.
Alımsızoğulları : Yaşar Beyin ortakları.
Sait Reşit Bey : Mısır elçisi.
5- )Kitap Hakkında Şahsi Görüşler :
Anlatımı sade ve yalın bir kitap.Olayların akışkanlığı okuyucuya zevk veriyor.Aile ve ahlaki ilişkiler açısından çarpıcı bir eser. Yazar okuyucuyu fazla yormadan konuyu anlatıyor. | |
| | | epru Üyemiz
Mesaj Sayısı : 179 Yaş : 38 Yaşadığınız Şehir : istanbul Kayıt tarihi : 17/12/07
| Konu: Geri: REFİK HALİT KARAY Ptsi Ara. 17, 2007 4:58 pm | |
| GURBET HİKAYELERİ
KİTABIN YAZARI REFİK HALİD KARAY BASIM YILI 1980 BASIM YERİ İNKILAP VE AKA KİTAPEVLERİ
1.KİTABIN KONUSU :
Kitabın konusunu bir veya birden fazla kişinin başından geçmiş, yaşanmış olaylar oluşturmaktadır. Memleket özlemi kitapta çok olarak işlenmiş konular arasındadır.
2.KİTABIN ÖZETİ :
Eskici :
Hasan adında bir çocuk vardır ve İstanbul’da yaşamaktadır. İstanbul’da yaşarken anne ve babasını kaybetmiş, hiç yakın akrabası kalmamıştır. Yöre halkı Hasan’ı Filistin’e halasının yanına göndermeyi uygun görmüşlerdir. Hasan’ı vapura bindirip Filistin’e gönderirler.
Halasının yanına giden Hasan, o yörenin diline yabancı olduğu için hiç kimsyle konuşmaz. Bir gün halasının evine ayakkabıları tamir için bir eskici gelir ve Hasan onun karşısına oturarak onu seyretmeye başlar. Daha sonra eskiciye ‘ çiviler ağzını acıtmıyor mu?’ der. Eskici önce çocuğun Türkçe konuşmasını garipser. Daha sonra sen nerelisin diye sorar. Hasan anlatmaya başlar. Hiç durmadan konuşmaktadır. Eskiciyle beraber memleketlerinden bahsederler. Eskicinin işi bitmiş, gitme zamanı gelmiştir. Ayrılırken hasan çok ağlar ama elinden hiçbirşey gelmez.
Köpek :
Osman memleketinden uzun süre önce ayrılır ve Lübnan’da çalışmaya başlar. Osman kimseyle konuşmayan çok yalnız biridir. Bir gün yine işe çıkmışken arkasına bir köpek takılır. Ona bakınca onunda memleketinden uzak olduğunu düşünür. Köpeğin kaderinin kendisine benzediğini düşünerek onu yanına alır. Artık her yere onunla gider olmuştur. Köpek, Osman’ın yanına geldiğinden beri kilo alır, Osman’la oynamaya onu sevmeye başlar.
Bir gün Osman’ı Lübnan’da zabitler yakalar. Yasak olarak çalıştığından dolayı onu şehir dışı etmek isterler. Ama köpeğin onunla beraber gitmesini istemezler. O zamanlar hayvanların hastalık bulaştırma tehlikesi olduğu için, onları şehir dışı etmek yasaktır. Bu nedenle Osman’ı köpeksiz şehir dışı ederler. Osman çok üzülür hatta ayrılırken köpekle bile vedalaşır. Köpek ağlamaklı olmuştur ama bir şey yapamaz. Osman’ın eski neşesi artık kalmamıştır. Kader yine ona kazığını atmıştır.
Testi:
Ömer adında bir genç lübnanda şöförlük yapmaktadır. Bir akşam arabasına üç bedevi biner ve ondan hemen bir doktara gitmesini isterler. Adamlardan biri nefes alırken zorluk çekmektedir. Ömer merak edip nesi olduğunu sorar. Bedevilerden tyaşlıca olanı yanındakinin testşden su içerken, testinin içine düşmüş olan bir arının boğazına kaçarak onu soktuğunu söyler.
Lübnan halkı ozamanlar hastalık bulaşır korkusuyla bardak kullanmaz, testiyle içerlerdi. Testiyle içerkende ağızdan birkaç parmak yukarıdan akıtarak içrelerdi. Bu tür olaylar orada çok sık olurdu.
Adam bir ara nefes almamaya başlar. O sırada ömer doktor yazılı bir yerde durur ve adamı içeri taşırlar. Fakat doktor birkaç saat önce hayata gözlerini yummuştur. Arı tarafından sokulan adamda aradan çok geçmeden doktorun yanında yerini alır.
3.KİTABIN ANA FİKRİ : Kitapta, insanın memleketi kadar güzel bir yere sahip olamayacağı, onun kıymetini, ondan uzak kalanların daha iyi bildiğini ve uğruna herşeyden vazgeçilebilecek bir şey olduğu savunulmuştur.
4.KİTAPTAKİ ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ :
HASAN: Hasan kendi halinde, sevecen, yadımsever ve yaşamaktan zevk alan biridir. Başından geçen olaylar onu derinden etkilemişsede, hayata bağlılığı fazla zayıflamamıştır.
ESKİCİ: Hayatta öylesine yaşayan, memleketinden uzun süre önce ayrılmış işini çok iyi yapan ve memleketlilerine karşı çok iyi davranan biridir
ÖMER: Küçük yaşta memleketinden ayrı düşmüş, çok iyi araba kullanan, bilgili, kültürlü ve görmüş geçirmiş birisidir.
OSMAN: Çok duygusal bir yapıya sahip, hayattta başından geçen olaylardan sonra kimseye güveni kalmamış, ama sevgiye sevilmeye muhtaç biridir.
5.KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER :
Kitap memleketimizin ne kadar güzel ve pahabiçilmez değerde olduğunu gözler önüne seren, okuyanı çok derinden etkileyen ve onların memleketlerine karşı olan duygularını çoşturan güzel bir yapıttır. Dili sade ve anlaşılması kolaydır. Yazar herkesin anlayacağı tüden bir üslup kullanmıştır. Herkesin okuması ve olaylardan ders çıkarması gereken bir kitaptır. | |
| | | epru Üyemiz
Mesaj Sayısı : 179 Yaş : 38 Yaşadığınız Şehir : istanbul Kayıt tarihi : 17/12/07
| Konu: Geri: REFİK HALİT KARAY Ptsi Ara. 17, 2007 4:58 pm | |
| AGO PAŞA’NIN HATIRATI
KİTABIN YAZARI :REFİK HALİT KARAY
YAYIN EVİ-ADRESİ :İNKILAP VE AKA KİTABEVLERİ-ANKARA CD. / İST
BASIM YILI :1967
1-KİTABIN ÖZETİ: Kitap kısa kısa hikyelerden oluşmuştur.kitabın birinci hikayesi ise kıtabın ismi olan “AGO PAŞA’NIN HATIRATI”dır.
Ago Paşa,herkesin isminden dolayı yanıldığı gibi bir insan değil aksine bir papağandır.Zamanında bir kuşçu dükkanında eğitilmiştir.Orada sahibi tarafından konuşmayı öğrenmiştir.
Ago Paşa’nın sahibi ona o zamanda neler yasak değilse onu öğretirdi ve o da bunu söylerdi.İnsanlar da onu merakla dinlerlerdi.Ama herşeyin bir sonu vardır.Ve kuş bunu anlayamaz.Bu sefer yine aynı şeyi söylemesine rağmen bu yasaklanmştır.Bunun üzerine bu sefer sahabi polislerle uğraşmak zorunda kalır.O zaman sahibi onu tavan arasına saklar.Olaylar geçtiğinde de ona bu sefer ne söylemesi gerekiyorsa onu öğretirdi.
Ona ilk önce “yaşasın padişahımız” öğretilmişti.Bu yasaklanana kadar sahibi ve o mükemmel bir hayat sürmüşlerdi.Ama bu cümle de yasaklandığında yine büyük bir tehlike yaşamışlardı.Daha sonra “yaşasın hürriyet”öğretilmişti.Yine ilk önceleri herkes şaşırmış,kuşun söylediklerine şaşıyordu.Sonra bu cümle yüzünden bu sefer “ittihat ve terakki cemiyeti”ne girmişlerdi.Orada “yaşasın ittihat ve terakki” diyerek yüzlerce kişiyi başına topluyor ve onların verdiği şeyleri yiyordu.Gün geçti bu da yasaklanmıştı.Bu sefer “yaşasın şeriat” öğretilmişti.Görenler bu kuşun kendi dillerine uygun olduğunu düşünerek yine ona yiyecekler veriyorlardı.Sonra bu da yasaklanınca “yaşasın Mahmut Şefket Paşa” öğretilmiş ve bunu haykırıyordu.Bu yüzden Hareket Ordusu erkanından birine satılmıştı.İlk önceleri orada da rahat içindeydi.Bir gramofondan:
Kimdir onlar?Kimdir onlar?
Hareket Ordusu!
öğrenmişti.Daha sonra sokaktan geçen bir lahana turşucusunun taklidini yaparak bunu
Kimdir onlar?Kimdir onlar?
Hareket Ordusu!
Lahana turşusu!
çevirmişti.Sonra bunu dedi diye onu oradan atmışlardı.
Bu böyle devam etmişti.Ago Paşa öğrendikleri yüzünden ne acıklar çekmiş ve neler neler ile ödüllendirilmişti.En sonunda yeni bir cümle öğrenmişti.Bu “yaşasın Kuvayı Milliye”idi.Daha sonra bu da yasaklandı.Artık bunlardan iyice sıkılmıştı.Çünkü ne öğrettiyseler önce onu rahat ettiriyor sonra cezalanmasına neden oluyordu.
2-KİTABIN KONUSU:Bir papağanın öğrendiklerinin başına neler getirdikleri
3-KİTABIN ANAFİKRİ:Herşeyi sadece zamanına göre değil biraz da ileri düşünerek yaşamalıyız.
4-OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Ago Paşa:Öğrendikleri yüzünden başına gelmeyen kalmamış olan bir papağan.
5-KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:Kitap, zamanında nelerin olup bittiğini anlatan güzel bir kitaptır. | |
| | | epru Üyemiz
Mesaj Sayısı : 179 Yaş : 38 Yaşadığınız Şehir : istanbul Kayıt tarihi : 17/12/07
| Konu: Geri: REFİK HALİT KARAY Ptsi Ara. 17, 2007 4:59 pm | |
| Yezidin Kızı
Kitabın Yazarı : Refik Halid
Yayın Evi ve Adresi : İnkılap ve Aka Kitabevleri Ankara Cad. No:95 İstanbul
Basım Yılı : 1972
Kitabın Konusu : Bir adamın akıl hastası bir kadınla geçirdiği ilginç olaylar.
Kitabın Özeti :
Hikmet Ali isminde bir mebus gemi seyahatine çıkar. Seyahati esnasında bir kadın hem güzelliğiyle, hem de yanındaki uzun sakallı adamla kürtçe konuşmasıyla ilgisini çeker. Aradan fazla bir vakit geçmeden bu bayan kendisiyle tanışmak ister ve ona ismiyle hitap eder. Ayrıca bayan İspanyolca ve Fransızca da konuşmaktadır. Zeli Yezdi adında olduğunu söyleyen bu bayan, bu durumu Hikmet Ali Bey’in de garipsediğini farkeder ve onun bu merakını giderir. Kendisi yıllar önce Yezid soyundan gelen ailesinin Arjantin’e taşındığını ve bu sebeple kürtçe öğrendiğini söyler. Hikmet Ali Bey bu bayandan çok hoşlanmaktadır. Onun bu gizemli şahsiyetine ve güzelliğine karşı büyük bir ilgi duymaktadır. Fakat Hikmet Ali Bey onun bir casus olduğunu düşünerek, bir yandan da bu tanışmadan endişe duymaktadır. Bayan; Türkiye, Suriye ve Irak hakkında sorular sormaktadır. Zeli, Hikmet Ali’nin bu durumdan rahtsız olduğunu anlayınca ona amacını açıklar. Şu an seksenbin civarında kalan Yezidi halkını uygun bir toprak parçası üzerine yerleştirip, huzur içinde yaşamalarını sağlamak istediğini söyler. Hikmet Ali onu hoş bulmasının da etkisiyle, kötü bir niyetinin olmadığı hissine kapılır. Zeli gemi seyahatinden sonra onu arayacağını ve ona ileride çok ihtiyacı olacağını söyler. Bu ikili gemide çok güzel anlar yaşar. Zeli Hikmet Ali’yi köyünden aldırarak Suriye’de Pamir denilen yerine çağırır. Oradan da Yezidi halkının yaşadığı yerlere götürerek amacını daha ayrıntılı bir şekilde anlatır. Ona aşık olan Hikmet Ali ona yardımcı olup olamayacağına karar veremez. Şeyh Şemun adında Zeli’nin hertürlü işinde yardımcı olan kişiyle Hikmet Ali arasında bir soğukluk vardır. Uzun yolculuk ardından, Şeyh Şemun dayanamayarak ona hakikati açıklar. Zeli’nin bir akıl hastası olduğunu ve kendisinin de onun kocası Senyor Alfonso olduğunu açıklar. Hikmet Ali hayal kırıklığına uğrar ve zor da olsa Zeli’ye bu teklifini kabul edemeyeceğini söyler. Herkes kendi yoluna gider. Kitabın Ana Fikri : Bir aşk uğruna çok büyük fedakarlıklara girişilebilmesi. Kitaptaki Olayların ve Şahısların Değerlendirilmesi: Hikmet Ali Bey çok maceraperest ve yalnız bir insan. Şeyh Şemun eşinin mutluluğu uğruna herşeyi yapan fedakar bir insandır. Zeli ise güzel fakat psikolojik rahatsızlığı olan birisidir.
Kitap Hakkında Şahsi Görüşler: Kitaptaki tasvirler çok ağdalı bir dille yapılmıştır. Konuşma dilinden uzaktır. Fakat konusu ilgi çekicidir. | |
| | | | REFİK HALİT KARAY | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|