Evliya Çelebi (
1611,
Kütahya -
1682 ,
Mısır),
Türk gezgin ve yazar. Asıl adı Mehmet'tir.
Pirinç levhalar üzerine
oyma işleyen bir sanatçı olan
Derviş Mehmet Zili'nin oğlu olarak dünyaya geldi.
Ayasofya hafızı, sonra
IV. Murat’ın muhasebe ve sohbetçisi ve nihayet sipahi olan Mehmet, seyahat hevesine kapılarak bir seyyah-ı alem olmuştur.
1672 yılına kadar pekçok yerlere seyahat etmiş olan Evliya Çelebi’nin ölüm tarihi
1678’den sonradır.
Kanunî'nin
Zigetvar Seferinde, önemli hizmetleri olan babasının, çevresindeki kişilerin serüvenlerini hikaye ettikleri aile sohbetlerinde bulunan Evliya Çelebi, dünyayı gezip görme merak ve isteği duydu. 20 yaşındayken
İstanbul içinde gezerek gördüklerini kaleme aldı
Enderûn'a girerek burada dört yıl yetişti ve
sipahi oldu.
Sultan Dördüncü Murad'ın
Revan Seferinden sonra saraya girdi.
Sadrazam Melek Ahmet Paşa Evliya Çelebi'nin dayısıdır.
Ancak kısa bir süre sonra saraydan ayrılarak ilk seyahati olan
Bursa yolculuğuna çıktı.
Ardından
İzmit,
Trabzon ve
Girit yolculuklarına çıkan
Evliya Çelebi, 50 yıl boyunca
Avusturya,
Hicaz,
Mısır,
Sudan,
Habeşistan,
Dağıstan gibi ülkeleri dolaştı.
Seyahatname [değiştir]Bu gezilerinde önemli mektuplar götürmek ya da savaşa katılmak gibi çeşitli hizmetlerde bulundu. Gördüklerini ve gözlemlerini
Seyahatname eserinde tarih ve yer belirterek yazdı. Gerçekçi bir gözle izlenen olaylar, yalın ve duru, zaman zaman da fantastik bir anlatım içinde, halkın anlayacağı şekilde yazılmış, yine halkın anlayacağı deyimler çokça kullanılmıştır.
Evliya Çelebi,
Seyahatnâme'sinde gezip gördüğü yerleri kendi üslûbu ile anlatmaktadır. Olaylara çoğu defa alaycı bir tavırla yaklaşan Evliya Çelebi, bazen naklettiği olayları renklendirmek amacıyla okuyucunun ilgisini çekmek için aklın alamayacağı garip olaylara da yer vermiştir.
Evliya Çelebi'nin on ciltlik
Seyahatnâme'si, bütün görmüş ve gezmiş olduğu memleketler hakkında oldukça önemli bilgiler içermektedir. Bu yönden, Türk Kültür tarihi ve gezi edebiyatı açısından önemli bir yere sahiptir. Eserde Anadolu’nun yanı sıra Kuzey Afrika, İran, Kafkaslar, Orta ve Kuzey Avrupa’dan da bahsedilir. 1630’da başlayan seyahati ölene kadar devam eder. Göreve yeni atanan padişahların kafileleriyle gezip, gördüğü yerleri anlatmıştır. Eserin üç yazması bulunmaktadır. Evliya Çelebi sadece gördüklerini değil değişik kaynaklardan edindiği bilgileri ve söylentileri de hikâye tekniğiyle dile getirir. Seyahatname yüzlerce hikâyeden oluşan bir antoloji gibidir. Yazar eserinde çağının konuşma dilini kullanır. Eserde sade abartılı ve konuşur gibi yazılan bir dil vardır. Eser yazıldığı dönemde fazla ilgi görmemiştir.
Seyahat müjdesi [değiştir]Anlattığına göre,
1630 yılında (10 Muharrem 1040-
19 Ağustos 1630) gördüğü bir rüyada;
İslam peygamberi HZ
Muhammed'in elini öperken heyecanlanarak "
Şefaat yâ Resulallah" diyeceğine "
Seyahat yâ Resulallah" diyen
Evliya Çelebi'ye peygamber tarafından seyahat müjdelenmiş ve bu rüya üzerine elli yıl sürecek seyahatlerine başlamıştır. Rüyada kendisini gördüğü cami (
Ahi Çelebi Camii)
Yemişiskelesi'ndedir. Bugünkü
Galata Köprüsü'nün
Eminönü ayağında sol taraftadır. Bu cami 2005 yılında restore edilmiştir.